“Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda
Kalbimde gizlerim muhabbetini
Koymam yabancıyı sen varsın orda”
Aşık Veysel
Bugün, “Dünya Şiir Günü…
Bugün, “Nevroz” baharın müjdecisi halkların bayramı…
Bugün, Dünya Ormancılar Günü…
Bugün, Down Sendromlular farkındalık Günü…
Bugün, Usta şair Aşık Veysel’in aramızdan ayrılışının 51. Yıl dönümü…
Dün, ziyaretime Kamanlı Aşır Dayı geldi. Yaşamımızın değişik dönemlerinde birileri bize dokunur, dostluklar oluşur, birlikte yenilir, içilir. Ama bence en anlamlısı da birlikte yaşama sahip çıkarak toplum için bir şeyler üretmek, kültürümüze katkı sunmak, toplum ve insanlık yararına üretimde bulunmaktır…
Aşır dostla 1989 Bahar Eylemlilikleri döneminde emek mücadelesinin içerisinde alanlarında tanıştık. Dostluğumuz her gün biraz daha güçlenerek gelişti.
Birlikte acılara göğüs gerdik, güzellikleri paylaştık.
1994 yılında Ankara Sakarya Bayındır Sokakta Sıla Bar’ı açtı. O’nun önerisiyle geceleri müzik yapma amaçlı Zeynep Sarıkaya ve Mehmet Pirhan ile birlikte “Sıla Müzik Grubu”nu kurduk. İş çıkışı ve hafta sonları gece barda canlı müzik programları yapmaya başladık.
Bizden önce bu uygulamanın çok az örneği vardı. Bu uygulama Ankara’da müthiş karşılık buldu. Bizimle birlikte bu sektörde patlama oldu diyebilirim.
Öylesine ki bir solcu gazetede bizleri eleştiri maksadıyla “Bar Devrimcileri” başlığıyla köşe yazısı bile yayınlandı. Bende ona karşılık aynı gazetede türkülere nerde ve nasıl sahip çıkılması gerektiğine dair karşı yazı kaleme almıştım.
Ancak Sıla Bar’ da ayrıca değişik sanat ve kültür etkinlikleri gerçekleştirildi.
Arif Sağ, Musa Eroğlu, Suavi, Tolga Çandar gibi isimler özel programlar yaptılar. Yine Ali Ekber Eren, Erdal Erzincan, Onur Akın, İlyas Salman şiirler okuyup türküler söylediler.
Tuncel Kurtiz, Nazım Hikmet’in “Bedrettin Destanı’nı Sıla Bar’da oynadı. Gülperi Öztürk, Gazeteci Mustafa Ağacık, İhsan Öztürk, Grup Laçin ve daha niceleri…
Ümit Sipahi “Aşk olsun Sıla Bar’da türkü söylemeyene diyerek Sıla’nın kültür ortamını anlatmaya çalışmıştı. Grup Yöre, Kubat, Umuda Ezgi, Şah Turna, Ozan Şiar, Erkan Sürmen, Grup Aydost, Ayşegül, Vedat Sakman Hüseyin Başaran…
Sadece türkü emekçileri mi, Mahmut Makal, Hasan Kıyafet, Ali Yıldırım, Haydar Ünal, Arif Berberoğlu gibi yazarlar kitaplarını imzaladı.
Bunlar sadece aklımda kalanlar… Bugün maalesef o günleri özlüyorum. Dostluk adına, sanat adına, insanlık adına, aydınlanma adına özlüyorum.
Ve öyle ki o mekânlara öğrenciler gelir, bazen bir birayı dört arkadaş sırf türkü dinlemek için pipetlerle ortak içerlerdi. Bazen fırsat bulunca yanlarına gider, onlarla dertleşir, bu saatlerde niçin ders çalışıyor olmaları gerektiğini anlatırdım. Hatta Aşır, beni uyararak:
-Yahu Hoca, sen benim müşterimi yaşlandırdın! diyerek takılırdı… Çünkü gençler azaldıkça boşluğu orta yaş rakı müşterileri doldururdu.
Ve o dönemler, her emek mücadelesinde “Bar emekçileri” destek pankartı açarlardı. Ve yine Tekel direnişçilerine “Bar emekçilerinin” katkılarını kimse yadsıyamaz ve unutamaz. Bundandır o günleri unutamayışım.
BARLAR DİLLERİN İFEDE EDİLDİĞİ ALANLARDI
Grubumuzun programı saat 23.00’te son bulurdu. Bir akşam programı tamamladık arkadaşlarım gitti bende gitmek üzere iken yoğun istek üzerine tek başıma yeniden sahneye çıkmak zorunda kaldım. O esna da sahnenin yanındaki boşalan masaya dört kişi yeni müşteri geldi.
Adamlar bir tornadan çıkmış misali dördü de; siyah takım elbiseli, siyah paltolu, günlük traşlı, asık bıyıklı, dördü de siyah gözlüklü, fiziki yapıları birbirine çok benzeyen ilginç tiplerdi. O günler Kürtçe dilin yoğun tartışıldığı günlerdi. İçlerinden biri gelip “Kürtçe” türkü söylememi istedi. Aslında grubumuzun “Kürtçe “okuyanı Mehmet’ti ama gitmişti. Kürtçe bilmediğimi söylesem de ikna olmadı. Kürtçe dinlemeden sabaha kadar gitmeyeceğini söyledi. İkna edemeyince bu kez adamla pazarlık yaparak bir tek Kürtçe türkü bildiğimi, onu söyleyeceğimi ama fazlasını isterlerse sabahlayabileceklerini ilettim. Bunun üzerine adam kabul etti. Bende Kürtçe “Seriçiya” adlı uzun havayı okudum. Adam aşka gelerek cebinde ne kadar para varsa başımdan aşağı döktü. Yetmedi arkadaşlarından takviye de yaptı.
Sahnede verilen bahşişler sanatçıya ait olduğu için o gece çok ciddi miktarda para almış oldum.
Ertesi akşam tekrar iş çıkışı Bara geldiğimde Aşır beni kapıda karşıladı. Dün geceki aldığım bahşişleri geri istiyordu. Çünkü adamlar silahlıymış, hesabı ödemedikleri gibi bana verdikleri bahşişi de kasadan zorla geri almışlar. Aşıra göre adamlar “B” aşiretinin adamlarıymış, bana göre ise özel Tim görevlileriydi…
ÂŞIK VEYSEL
Âşık Veysel öyle üç beş satırla anlatılabilecek bir ozanımız olmasından ötürü, anlatmak yerine onun için yazmış olduğum bir şiirimi okurlarımla paylaşmak istiyorum
Aşık Veysel’im
Rasim Yılmaz (Kervani)
Savaş verdin cehaletin özüne
Güvenmedin ikiyüzlü sözüne
Tükürerek karanlığın yüzüne
Unutmadım seni Aşık Veysel’im
Gönül gözü ile baktın evrene
Övgüler yeter mi bilmem ki sana
Seninle tanışmak onurdu bana
Unutmadım seni Aşık Veysel’im
Sivas ellerinde yakıldı sazlar
Alevler içinde gelinler kızlar
Sen gittin çoğaldı faşist yobazlar
Unutmadım seni Aşık Veysel’im
Sanma ki Sivas’ın ateşi söner
Böyle gitmez devran tersine döner
Kervani sazıyla hep seni anar
Unutmadım seni Aşık Veysel’im
BUGÜN DÜNYA ORMANCILAR GÜNÜYMÜŞ!
Başta benim doğduğum topraklar olan Artvin’de orman talanı ve katliamları devam etmektedir. Dolayısıyla ülkemin geleceği açısından önce orman katliamlarını önlemenin yöntemlerini bulmalıyız. Başkaca bu konuda söylenecek her söz boşunadır…
DÜNYA ŞİİR GÜNÜ
Dünya, tüm insanlığa yeter; ama havayı, suyu, gökyüzünü, toprağı, yeraltını, ormanları, kuşları ele geçirmek isteyenler var. Onların yüzünden, dünya kan ağlamaktadır. İnsanlığa zindandır hayat. İşte, onlara karşı duran şairler; ölüm tüccarlarının korkulu rüyasıdır. Bundandır burjuvazinin Nazım’a, Pir Sultan’a ve diğerlerine öfkeleri…Çünkü şiir onların silahlarından daha güçlüdür; çünkü şiir, insan kokar, barıştan yanadır. Şiir; insanları, suları, gökyüzünü, toprağı, kuşları sever. Eşitlikçidir şiir. Dünyadaki her şeyi insanlara bölüştürür. Hayata, saygılıdır.
Öyle ise Dünya şiir gününü de bir şiirle bağlayalım…
BARIŞ
Rasim YILMAZ (Kervani)
Ne savaşlar olsun ne kan dökülsün
Ülkemde Dünyada barış kurulsun
Kardeşlik adına üsler sökülsün
Ülkemde Dünyada barış kurulsun.
Şaban ÖZBEK (Özbek)
Huzura kavuşmak dostlukla olur
İnsan olan ona doğru yol bulur
Uzağında duran perişan kalır
Ülkemde Dünyada barış kurulsun
Sedat AYAR
Huzurlu bir sofra, helalinden aş
Ne dilde beddua, ne gözlerde yaş
Hiç icad olmasın kavga ve savaş
Ülkemde dünyada barış kurulsun
Hatice DEMİRCİ (Suskun)
Her fert hududunu haddini bilsin
Cana kast etmeden lokmayı bölsün
Yürekler yanmasın çocuklar gülsün
Ülkemde dünyada barış kurulsun.
Vezir TURAN (Haliloğlu)
Düşmanlıklar bitsin dostluk çoğalsın
Silahın yerini fikirler alsın
Kan ile göz yaşı mazide kalsın
Ülkede dünyada barış kurulsun
Emine KARADENİZ (Eminem)
Silah tüccarları doymak bilmiyor
Yillar oldu orta Doğu gülmüyor
İnsanlar neşesiz huzur gelmiyor
Ülkemde dünyada barış kurulsun
AKSU N GRUBU
26 EKİM 2023
NEVROZ
Bugün, “Nevroz” baharın müjdecisi halkların bayramı…
Nevroz ateşinin dünya barışı için yanması ve tüm kötülükleri götürmesi dileğimle; HALKLARIN "NEVROZ BAYRAMI"
KUTLU OLSUN…
Rasim Yılmaz