fikretgokce_06 @ hotmail.com

Bundan 20 yıl önce Genel Yayın Yönetmeni olduğum Federasyonumuzun yayın organı DÜŞÜNSEL Dergisi’nde yazmıştım; AUSCHWİTZ ESİR KAMPINA DÖNEN SHÇEK’TEN HİTLER BİLE UTANIRDI ara başlıklı yazıyı., O dönem Zihinsel Özürlüler Federasyonu Genel Başkanı ve aynı zamanda Başbakanlık Özürlüler Yüksek Kurulu üyesiydim.

“Devletin Çocukları, Bunlar Bizim Çocuklarımız” diyerek tanımladığım koruma altında bulunan, eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine devam eden çocuklarımıza yönelik insanlık dışı olaylar o kadar artmıştı ki, yetkililer bu konuda büyük bir duyarsızlık içindeydiler.

Ekteki görselde görülen DÜŞÜNSEL Dergisi’nin Mart 2004 tarihli 10 ncu sayısında “Zihinsel Özürlüye İşkence” başlığıyla yazdığım başyazı üzerine engellilerden sorumlu devlet bakanı Güldal AKŞİT’in tepkisine maruz kaldım. “Sizin bize kininiz mi var, üzüm yemek mi istiyorsunuz, bağcıyı dövmek mi “ diyerek Yüksek Kurul Toplantısını terk eden Sayın Bakan bütün üyelerin ellerini sıkarak tokalaştıktan sonra benim yüzüme bile bakmayarak ayrılmıştı.

Daha sonra DÜŞÜNSEL’in 11 ve 12 nci sayılarında da “Bu Kaçıncı Rezalet” ve “Rezaletler Devam Ediyor” başlıklı yazılarımla ve ayrıca bazı toplantılarda yaptığım konuşmalarla yaşanan vahameti anlatmaya çalışmış, yetkilileri ve yargıyı bu konuya odaklanmaya davet etmiştim.

Öyle çirkin olaylar yaşanıyordu ki; bunları anlatmak bile insanın yüreğini acıtıyordu. O sıralarda TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyeleri AKP’den İstanbul Milletvekili Gürsel EROL ve CHP’den Aydın Milletvekili Özlem ÇERÇİOĞLU haber vermeden Ankara Saray Rehabilitasyon Merkezine gitmişler, yaptıkları inceleme sonucu verdikleri raporda çocuklarımıza işkence yapıldığını iddia etmişlerdi.

Tam bu sırada İngiltere Kraliçesi’nin kuzeni Prenses Ferguson’da bereberindeki heyetle ziyaret ettikleri Saray Rehabilitasyon Merkezi’nde yaptıkları gizli çekimle rezaleti kaydetmiş ve dünya basınında yer alan görüntüler büyük bir skandalın patlamasına yol açmıştı.

Sayın ÇÖMEZ, daha sonra AKP Milletvekili olarak bizzat siz, İstanbul’daki bir yurtta yaptığınız inceleme sonunda tecavüz, fuhuş, kürtaj, porno konularıyla dile getirdiğiniz olayları dönemin Devlet Bakanı Nimet ÇUBUKÇU’ya bir rapor olarak sunmuştunuz ve bu olay 10 Şubat 2007 tarihli Vatan Gazetesi’nde “ ÇOCUK YURTLARI BATAKHANE GİBİ” başlığıyla tam sayfa olarak duyurulmuştu.

Bakan ÇUBUKÇU’nun bu olaylardan haberi vardı. Hatta 16-18 Nisan 2005’te Ankara’da düzenlediğimiz 2 nci Özürlüler Şurası’nda yaptığı konuşmada yurtlarda bulunan çocuklarımıza yönelik taciz ve tecavüzlerle ilgili 478 davanın devam ettiğini açıklamıştı.

Şura’nın son günü yaptığım konuşmada; “ Bu kurumlarda bilginin, becerinin, özverinin, deneyimin, uzmanlığın ve de en önemlisi insan sevgisiyle yürekleri dolu kişilerin görevlendirilmesi gerekirken liyakata bakılmadan, “ benim adamım, benim yandaşım “ kriterleriyle personel çalıştırılırsa bu olaylar daha çok yaşanır. Bakınız geçenlerde mental retardasyon tanısı konulan zihinsel engelli kızımıza kurum personeli tecavüz etti. Adana’da elini kolunu sallayarak yuvadan çıkardığı 13 yaşındaki kız çocuğunu evine götürüp tecavüz eden kişi günlerce gazetelere manşet oldu. Fethiye’de 13 yaşındaki Hasibe faili meçhul bir kişinin tecavüzüne uğradıktan sonra yavrusunu evlerinin bahçesindeki tuvalette kendi başına dünyaya getirdi, dahası var Urla’da, Saray’da yaşananları anlatarak sizleri daha fazla üzmek istemiyorum “ demiştim.

Bu olayların en korkunç olanı 10 Temmuz 2009 tarihli Hürriyet Gazetesi’nde “Profesör İki Kız Çocuğuna Tecavüz Etti” manşetiyle veriliyordu. Profesör ünvanlı bu kişinin Ankara Maltepe’deki SHÇEK Behice Eren Yurdundan 13-14 yaşındaki D.T. ve T.Y isimli iki kız çocuğunu akşamları alarak, bürosuna getirip uyguladığı çirkinlikler büyük bir travma yaratmıştı. Devlet Bakanı Prof. Dr. Şuayip ÜŞENMEZ’in Gazi Üniversitesi’nden meslekdaşı olan bu kişi, Başbakanlık Özürlüler İdaresi’nde bakan tarafından danışman olarak görevlendirilmiş ve yargılama sonucu 5 yıl 10 ay mahkum olmuştu.

Bugün televizyonlarda anlattığınız yürek yakan Niğde olayı, kaybettiğimiz öz değerlerimizin, dindar bir toplum olacağız söylemlerinin aksine geldiğimiz çok acı bir sonucudur Sayın ÇÖMEZ.,

Güya çocuklarımız geleceğimizin güvencesiydi.

Büyük Önderimiz ATATÜRK’ün “ CUMHURİYET BİLHASSA KİMSESİZLERİN KİMSESİDİR” özdeyişi laf olsun diye söylenmemişti.

NE OLDU BİZE ?

Fikret GÖKÇE
Kıbrıs Gazisi – Mak. Müh.