Borçka Ziraat Odası Başkanı Tolga İskenderoğlu, gazeteci Hatice Nur Ersöz’e verdiği röportajda, Odanın çalışmalarını kamuoyuna aktardı. Gazeteci Ersöz’e açıklamalarda bulunan İskenderoğlu: “Biz doğamızı bir fabrika olarak kullanarak tarım ürünlerine yönelmemiz gerekir.” diyerek devletin çiftçiye destek vermesini istedi.

 https://08haber.com/video/borcka-ziraat-odasi-baskani-iskenderoglu-masada-degil-sahadayiz-v11.html

ARTVİNLİ TV ilçelerdeki ekonomik, sosyal ve politik olayları yerinde tespit etmek için her ilçenin ileri gelen sivil topum örgütlerini, idarecilerini, kanaat önderlerini ziyaret ederek Artvin’in nabzını tutuyor. Borçka ilçesinde çiftçilerin sorunlarının tespiti amacıyla Borçka Ziraat Odası Başkanı Tolga İskenderoğlu’na sorular yöneltti. İşte sorular ve cevapları:

 

ERSÖZ: Ziraat sezonu başladı. Üretimi konuşacağız. Pandemi, ekonomik kriz, deprem derken peşe peşe gelen olumsuzluklar tarıma nasıl yansıdı?

İSKENDEROĞLU: Öncelikle deprem ülkemizi, milletimizi derinden etkileyen bir olay oldu. Ülkemizin başı sağolsun. Borçka Ziraat Odası olarak durmadık. Ekiplerimizle birlikte sahada çalıştık, üretmeye devam ettik. Ziraat Odası olarak traktörlerle bahçe ekimini yaparak üreticilerimize destek veriyoruz. Fındık patosu hizmeti desteği de veriyoruz. O yüzden tarıma kazandırılmamış meraları tarıma kazandırmaya devam ediyoruz. Şu an yeni sezonumuz başladı. Murgul ilçesi de bize bağlı. 54 köyde ve mahallemizde hizmet üretmeye devam ediyoruz.

 

ERSÖZ: Daha önce atıl durumdaki orman vasfını kazanmış arazileri tarıma kazandırmaya çalışıyorum demiştiniz. Şu ana kadar ne kadar tarım arazisi kazandırdınız?

 

İSKENDEROĞLU: Mevcut ekim yapılan arazilerde el traktörleri veya vatandaşın kendi imkanıyla üretim yaptığı sahaları biz makineli tarıma geçirerek profesyonel traktörlerle işlemeye başladık. Mera olarak vatandaşın kendi imkanlarıyla işleyemediği yapamadığı alanı yaklaşık 100 dönüm alanı tarıma kazandırdık.

ERSÖZ: Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kayıtlı belgeli kaç üreticiniz var?

İSKENDEROĞLU: ÇKS Belgeli 10.200 belgeli üreticimiz var. 4.283 çay üreticisi, geri kalanı fındık ve diğer üreticimizdir.

ERSÖZ: İlçenizde en çok ticari mal olarak çay ve fındık. Diğerleri neleredir?

İSKENDEROĞLU: Çay, fındık ve baldır. Biliyorsunuz Artvin coğrafyası ile doğası nadide bir ildir. Akademik çalışmalarla tespit edilmiş 2.727 endemik ve biyolojik bitki çeşitliliği ile Türkiye’nin birincisi.  Bu anlamda Türkiye’nin herhangi bir ilinde de Artvin’de bulunan rakım farkını bulma imkânınız yok. O yüzden 0 kotundan 3 bin 900 metreye ulaşan kot farkı var. Bu kot farkı demek, bitki çeşitliliği demek, her kotta farklı bir bitki demek. Dolayısıyla bu bitki çeşitliliği bal kalitesine yansıyor. Artvin’in birçok havzası var. Türkiye’nin en kaliteli balını ürettiğimizi düşünüyoruz.

ERSÖZ: (Borçka) Macahel biyosfer alanı, balın çeşidi, kalitesi önemli. Özellikle kestane balı talep ediliyor. İlaç niyetine satılıyor. Bölgenizde bal üretimi ne kadar?

İSKENDEROĞLU: Doğamız sarp bir araziye sahip. O yüzden üretimimiz maliyetli ve meşakkatli. Artvin öyle bir coğrafyaya sahip ki farklı farklı havzalardır. Özellikle birkaç farklı köyde, aroması çok farklı bal üretebiliyorsunuz.

Örnek Hatila Vadisi’nde bambaşka bir aroma ile farklı bir bal üretiyorsunuz. Diğer yandan Borçka Düzköy, Çifte Köprü Demirciler, kestane yoğun, iyi, bambaşka bir bal üretiyorsunuz. Balcılar köyü de öyle. Murgul Kabaca da (Kabarcet) öyle. Camili dediğiniz gibi dünyanın 25 habitatından biri. 6 köyden oluşan Türkiye’nin ilk ve tek biyosfer rezerv alanı. Endemik ve biyolojik bitki çeşitliliği açısından bam başka bir yer.

Biz iddia ediyoruz ki Türkiye’nin hatta dünyanın sayılı en iyi balını üretiyor. Hak ettiği değeri görüyor mu? Biz konuda gerek markalaşma gerek tanıtım noktasında eksikliklerimiz var. Devletimizin bu nokta da üreticilerimize destek olması lazım.

Markalaşma ve üretimden tüketime olan denetimi destekleme konusunda çalışmalar yürütülür, reklam ve tanıtım konusunda üretim desteklenirse hak ettiği değeri göreceğimizi düşünüyorum. 

 

ERSÖZ: TEMA Vakfını bu bölgede önemli çalışmaları var. Bu bölgeye çok ciddi katkı sağladı. Borçka’da turizmin olmaza olmazı gastronomi diyoruz. Sizin çilek üretiminiz vardı. Çilek üreticisi sayısında artış var mı?

İSKENDEROĞLU: Dediğim havzalarda farklı üretimimiz var. Örneğin Gürcistan sınırı bölgesinde bulunan 12 köyde çay ve fındık üretimiz var.

Ama Kaynarca, Alaca, Arkaköy, Balcı köylerimizde çay üretimimiz yok. Fındık üretimiz de çok kısıtlı. O yüzden o noktada işlenebilir arazilerimiz çok fazla. Biz o bölgeyi incelediğimizde üretimleri teşvik etmek, kadın istihdamını artırmak, bu işin lokomotifi kadınlar olarak o bölgeye eğitim çalımalar yaptık. O bölgenin çilek üretimine uygun olduğunu gözlemledik. Çabuk paraya dönebilecek, katma değeri yüksek ve hızlı üretim yapabileceği için çilek üretimini teşvik ettik. Bölgede 6 dönüme yakın arazide çilek bahçelerini ziraat odasını desteğiyle kurduk. Profesyonel çilek bahçeleri damlama sulama ve bütün ekipmanlarıyla üretici ve ziraat odası el ele kurduk. Gerek işgücü gerek teknik bilgi anlamında gerek maddi kısmını paylaşarak çilek bahçelerini oluşturduk.

Üreticilerimiz önce acaba ‘Artvin’de çilek olur mu, yani ekonomik anlamda para sunulabilecek ekonomik değerde ve tonajda çilek üretimi yapabilir miyiz?’ şeklinde endişeleri vardı. Sonra gördüler ki bu emek verildiği zaman çok kaliteli çilek üretimimiz olduğu tadıyla, aromasıyla çileğin şekli ve büyüklüğü ile gerçekten iyi bir çilek yetiştirildi.

 

ERSÖZ: Borçka ilçesi coğrafi işaret aldı. Demir elması. Bu konuda bilgi verir misiniz?

İSKENDEROĞLU: Bölgede Borçka Belediye Başkanı’mızın çalışmalarıyla demir elması Arhavi ilçemizde Ziraat Odasının çalışmalarıyla kestane balına coğrafi işaret alındı. Dolayısıyla kestane balı ve hem de demir elmasının coğrafi işaretinin alınması çok önemli. Bunları yan ürünlerle pazara sunulacak. Yan ürünlerle taçlandırılması lazım.

O yüzden Artvin’in sanayi bölgesine dönüşmesi arazi yapısından dolayı çok coğrafyanın yapısından dolayı mümkün değil. Biz doğamızı bir fabrika olarak kullanarak tarım ürünlerine yönelmemiz gerekir. Bu noktada devletin ilgili makamlarının ciddi anlamda desteğine ihtiyacımız var. Burada yıllardır kurduğumuz satış ofisiyle piyasadaki hem fiyatları dengelemek hem de üreticilerimizin ihtiyacı olan doğru ürünlere ulaşması amacıyla 7 yıldır bu hizmeti veriyoruz.

ERSÖZ: Üreticilerinize fidan satışı var mı?

İSKENDEROĞLU: Hem yörenin fidanlarını ve Fındıklı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Ali Başkanın çalışmaları yapılana kadar ürettik. Biz diyoruz ki her ziraat odası aynı şeyleri yapmak durumunda değil. Aynı şeyleri yaptığı zaman ürün de oradaki üretim de değersizleşiyor.

Yapılan ürünle oradakinin de ayakta kalması, Ziraat Odasının bunu sürdürebilir yapması da zorlaşıyor. Her oda kendi çapında kabiliyetin hizmet üretsin düşüncesindeyiz.  O yüzden bu anlamda iş gücü hem tarım alanlarının yapılabilir anlamındaki müsaitliği Fındıklı’da yerel ürünlerin çoğaltılması, anaç bahçe kurulması ile ilgili bir çalışma var.

Anaç bahçe: Geçmişten ninelerimizden dedelerimizden gelen geleneksel tarım ürünlerinin gelecekte ki torunlarımıza aktarılması için bir damızlık bahçe. Yani yarın yeniden aşılanacak fidanların kalemlerinin alınacağı bahçelerdir. Yöresel en basitinden armudundan birçok ürüne mevcut bölgedeki ürünlerin de korunması ve gelecek nesillere aktarılması için kurulan bahçelerdir. (Rize)Fındıklı’da alınarak üreticilerimiz ulaştırmaya çalışıyoruz. Dışardan bölgemize has olmayan ama üreticimizin de talep ettiği ürünleri getirip üreticilerimize sunmaya çalışıyoruz.

ERSÖZ: Borçka Ziraat Odası atakta. Çiftçilerinize makine ikmal desteği veriyorsunuz. Ekipman olarak neler aldınız, nasıl bir hizmet sunuyorsunuz?

İSKENDEROĞLU: Ziraat odaları bir meslek kuruluşu olarak ofiste hizmet üreten değil, tabii ki ofiste mühendislik hizmeti, rehberlik hizmeti veriyoruz. Ama bunun yanında sahada olmak üreticinin alın terini paylaşmak, üreticini bahçesinde o toprak kokusunu duymak, üretime ve maliyetlerine destek olmak maksadıyla göreve gelir gelmez bu çalışmaları yaptık.

Bununla ilgili olarak sahada üreticinin ekilebilir alanlarını çoğaltılması hem de ekilebilir alanlardaki maliyetlerin düşürülebilmesi amacıyla traktör eksiğini gördük ve 2 adet traktör aldık.

 

2 traktörler Borçka ve Murgul’un bahçelerine hizmet üretiyoruz. Köylerimi çok dağınık. Arazi koşulları hem sarp hem dağınık köyler. Bu anlamda traktör hizmeti üretmeye çalışıyoruz. Fındık patos hizmetini Ordu ilinden getirilerek ihtiyacın giderildiğini gördük. Ordu’dan gelen kişilerin maliyetlerinin yüksek olduğunu gördük. Bu eksiliği görüp 2 adet de patos makinesi aldık. Dolayısıyla burada üreticini maliyetlerine ciddi anlamda dokunmaya çalışıyoruz.

 Örneğin Kale köyünün bir mezrasında bir üretici: “Ben burada bunun ekildiğini gördüm. Ölsem de gam yemem” dediğini gördük. Bu bizi sevindiriyor. Maliyetli olana ekipmanın getirilmesi, işlenmesi zor. Makineye üretici zor ulaşıyor. İşlenmemiş mera olarak kalmış alanı, Borçka Ziraat Odasının bu hizmeti ile tarıma kazandırıldı.

Büyükbaş ve küçükbaş hayvanların yem maliyeti çok yüksek. Bu sene yine 2 kamyon ürün getirilerek 60 tona yakın ürün sahada üreticilerin hizmetine sunduk. Satış ofisiyle hizmet üretiyoruz. Makinelerle hizmet üretiyoruz.

Elimizde projeler var. Bunları devletin ilgili makamlarına sunduk. Eğer onaylanırsa tesisleşmeyle ilgili projelerimizi var.

Fındık kurutma ve işleme tesisi ile ilgili bir projemiz var.

Bu tesisi inşallah Borçka ilçesine kazandırmaya çalıyoruz. Buradaki amacımız şu; öncelikle üretici iklim koşullarında dolayı kurutma konusunda problem yaşıyoruz.

Yeterli derecede kurutulmadığı zaman TMO’ya getirildiği zaman oradaki denetimlerden geçemiyor.

Dolayısıyla vatandaş devlete ürününü veremiyor. Bir anlamda devlete mahkûm kalıyor. Bu tesisle vatandaşın bu sorunu aşmaya çalışıyoruz. Aynı zamana mikro bir paketleme tesisi İlçe Tarım Müdürümüzü Onur Bey’in ve Kaymakamı’mızın ciddi gayretleri var. Bunun ARGE çalışmalarını, alt yapı çalışmalarını hazırlamaya çalışıyoruz.

Sağ olsun Fiskobirlik Yönetimi bu konuda destek verdi. Borçka’daki Birlik Başkanı Hüseyin Merttürk de deste verdi.

Burada arazi bulmak zor biliyorsunuz. Nehir kıyısına iniyoruz DSİ. Yol kenarına geliyorsunuz Karayolları müdahale ediyor. Ormana kısmına geliyorsunuz.  Orman İdaresi müdahale ediyor.

En son dedik ki Fiskobirlik, bahçesinde bize bir yer tahsis yaparsa biz bunu yaparız.

 

ERSÖZ: Pandemi sonrası geriye göç var. Doğanın ve kırsalın kıymeti arttı. Kadın girişimcileri sormak istiyorum. Teşviklerle birlikte kadın girişimcilerin sayısı arttı mı?

İSKENDEROĞLU: Kadınlarımız; annelerimiz, bacılarımız, eşlerimiz, köylerdeki üretimi sırtlayan kadınlarımız. Bugün bakın çay bahçelerinde; sabahın ilk saatlerinde kadınlarımızı görürsünüz. Ekim alanlarında bahçelerimizde, sebzelerin ekiminde bakın kadınlarımızı görürsünüz. Birçok alanda kadın elinin değmediği köy üretiminde, tarım üretimlerinde verim de bulamazsınız. Kadınlarımız bütün alanlarda var.

Ama biz bunu bir işletmeye katma değer getirerek para kazandıracak, markalaşacak, bir anlamda ete kemiğe bürünecek bir aşamaya getiremediğimiz için ticari bir işletmeye çevrilemediği için, kadınlarımızın istihdamda olmadığı düşünülüyor. Aslında bu işin lokomotifi kadınlarımız, vagonları da erkekledir.

ERSÖZ: Kooperatifleşme sürecine Borçka girmeli. Bu konuda girişiminiz var mı?

İSKENDEROĞLU: Var. Kırsal kalkınma Kooperatifi Hasan Bey’in başkanlığını yaptığı bir kooperatif kuruldu. Ciddi çalışmaları var. Aslında bunların sayısını artması gerekir.

 

ERSÖZ: Artvin Türkiye’nin 2. yaşlı nüfusa sahip bir il. Tarım yapmak da ticari anlamda çok zor. Bu konuda neler söylersiniz?

İSKENDEROĞLU: Bizim traktör operatörlerinin hakkını teslim etmek lazım. Facebook sayfasın öyle videolar atıyorlar ki bizim yaya yürüyemeyeceğimiz yerlerde traktörle ekim yapıyorlar. Yani bu kırık arazide hizmet üretmek zor. Dağınık bir arazi, sarp bir arazi. Hava müsaade etmiyor. Yağış alan bir bölge. Yağış aldığı zaman toprak kaygan bir zemin. Zor coğrafyada hizmet üretmek için çalışıyoruz.

Ama şunun da bilincindeyiz. Artvin milli parkları ile korumaya alınmış vadileri ile zor coğrafyası ile gerçekten kıymetli bir bölge. Ürettiğimi ürünün de katma değeri yüksek. Gerek balda gerek çayda veya fındıkta.

Burada üreticini de biraz daha desteklenmeye ihtiyacı var. Biz gece gündüz demeden hizmet üretmeye sahada, mühendislerimiz de burada ofiste hizmet üretmeye çalışıyoruz. Zaten görevimiz de bu. Bundan da yakınmıyoruz, severek yapıyoruz. Ama burada devletin ilgili organları STK’ların daha organize çalışmaların yapılmasına ihtiyaç var.

Pandemi sonrası; köylerin, tarımın, kırsalın, toprağın kıymetine varıldığını düşünüyorum. Asgari ücretle büyük şehirlerde iş, aş arayan insanların köyünde bundan daha fazla katma değeri yüksek ürünlerin üretilebileceğinin farkına varıldı.  
Kırsalda okulların kapatılması ile birlikte, taşımalı eğitime geçilmesi, beraberinde köylerimizdeki bağın kopması, bunu etkiledi. Pandemi burada bir farkındalık yarattı. Köylerimizdeki üretimler ilgi ve alaka gerek bunu siyasette de görüyoruz. Vatandaşlarımızda da görüyoruz.

 

ARTVİNLİ TV İmtiyaz Sahibi Hatice Nur Ersöz’e açıklamada bulunan Borçka Ziraat Odası Başkanı Tolga İskenderoğlu, üreticiye ellerinden gelen teknik desteği verdiklerini, Odaya bağlı bulunan Borçka ve Murgul ilçelerindeki üreticileri daha çok desteklemek için kendi üzerine düşen görevlerin yerine getirmeye çalıştıklarını ifade etti. Sorumluluk alanında üretilen ürünlerin katma değeri yükseltmeye, markalaşmayı sağlayarak ticari bir işletmeye çevirmeye çalıştıklarını anlattı.

Üreticinin alın terinin karışlığını alması için devletin de yeterli desteği vermesinin önemli olduğuna vurgu yaptı.  

Artvinli TV, ilin nabzını tutmaya, sorunları ve önerileri tespit etmeye devam edecek.