Artvinli TV İmtiyaz Sahibi Hatice Nur Ersöz, dededen toruna geçen 3. kuşak kerestecilik yapan ve işlerini hızla büyüten 33 yaşındaki Borçka’nın genç girişimcisi Uğur Savaş Topçu ile röportaj yaptı. Ersöz, yoğun iş temposu arasında yurt dışından dönen Topçu’yla Borçka ilçesindeki kereste atölyesinde bir araya geldi.

Dededen ve babadan kalma keresteciliğe küçük yaşlarda gönül veren üniversite eğitimin nedeniyle bir süre kereste ticaretine ara veren Cumhuriyet Üniversitesi Çevre Mühendisliğini bitirdikten sonra yüksek lisans yaparak hem alaylı hem mektepli olarak işinin başına dönen Uğur Savaş Topçu, babasından devraldığı kereste atölyesini büyüterek fabrikaya dönüştürdü.

Gazeteci Hatice Nur Ersöz genç yaşta ticaret yaptığı atılımlarla Artvin’in gururu olan müteşebbis Uğur Savaş Topçu’ya sordu. Uğur Topçu yaşadığı zorlukları ve başarı hikayesini Artvinli TV aracığıyla kamuoyuyla paylaştı.

Hatice Nur Eröz’ün röportajından sorular ve cevaplar şöyle;

Ersöz: Kendinizi tanıtır mısınız?

Uğur Topçu: Ben 1989 yılında Artvin’in Borçka ilçesinin köyünde dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğrenimini Borçka ilçesinde tamamladım. Daha sonra Cumhuriyet Üniversitesi Çevre Mühendisliğini bitirdim. Yüksek lisansımı da aynı üniversitede yaptım.

Ersöz: Üçüncü kuşak aile şirketi olduğunuzu söylediniz. Girişim hikayenizi, çalışan sayınızı ve hedeflerinizi bizlerle paylaşır mısınız?

Uğur Topçu: Ben çocukken ahşapla uğraşıyordum. Mola verip üniversiteyi okudum. Üniversite eğitimim sonrası kardeşim Ünal ile birlikte işin başına geçtik. Borçka ve Tokat ili Erbaa ilçesinde iki farklı ilde fabrikamız var. Üçüncü fabrikayı da kurma girişimimiz devam ediyor.

Tacir bir aileden geliyorum. Ticaretle uğraştığım için ticaret biraz ağır bastı. Eğitimi boşa okumadık. Eğitimimi dış ticarette değerlendirdim. Bazen üniversiteyi o branş için okurlar. Bazen iş için okular. Bazen de üniversiteyi ticaretle, sanayi ile entegre edip ilerlemek için okurlar. Üniversiteyi işimizde öngörü olarak kullanıyoruz.  

Ersöz: Bize, “İşini sevmedikten sonra o işi yapma!’ dediniz. Siz işinize aşk ile bağlısınınız. Genç girişimci olarak 33 yaşında 3 fabrika kurmuşsunuz. Bunu açar mısınız?

Uğur Topçu: İşimi seviyorum. Yıllarca ürünlerimizi ham mamul olarak sattık. Yarı mamul diyelim. Kereste, kalas, tahta olarak sattık. 2 yıldır kurutup satmaya başladık. Fakat her kademede az ürününü çok getiri olduğunu gördük. Hem ormanlarımız elimizde kalsın hem de az para kazanacağıma, az kesilsin, çok para kazanalım dedik.  Hem bitmiş ürüne katma değeri daha yüksek ürüne yöneldik. Çöpünden bile enerji üreteceğiz, kendi ürünlerimize değer katmaya çalışıyoruz.

 

Ersöz: Orman bölgesiyiz. Niye bugüne kadar mobilya fabrikası kurulmadı. Sermaye yok diyorlar. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Uğur Topçu: Sermaye aslında elimizde. İnsanlarımız malı alıp satmayı para kazanmak sanıyor. Bazen ürünü bekletip 3 gün sonra sattıktan sonra daha çok para kazanıldığını bilmiyorlar. Teknolojiye yatırım yapmayı düşünmüyorlar. Öyle makineler var ki insana ihtiyaç yok. Ustanın ihtiyacı olduğu kadar gerekmediği durumlar da var. İnsanımız çok tahta kesip hemen satmayı düşünüyor. Fakat bu şekilde hammadde çıkışı oluyor. Bizim amacımız şudur. Tahtamızı kendimiz biçip ürüne çevirmek. Bir sefer dişini sıksalar çok para kazanacaklar. İnsanımız buna alışık değil. Geleneksel bir ticaret yapılıyor.

Ersöz: Bütün ormanlar dikili kesiliyor. Vahşi bir tüketim var. Katma değer üretilmesi, Artvin ekonomisine nasıl bir katkı sağlar. Ne gibi hedefleriniz var?

 

Uğur Topçu: Ben fabrikamı dışarıda kurdum. Ama ARGE’ sini Borçka’da yapıyorum. Pilot bir tesisini kuruyorum. Daha sonra dışarıda uyguluyorum. Hammadde tedariki, iş gücü ve teknolojinin Artvin’imize uzaklığı var. Şöyle söyleyeyim. Bazı makinelerimizin servisi bile yurt dışından geliyor. Artvin’e gelin dediğimiz zaman Artvin ‘nerede?’ diyorlar. Rize Havaalanının yapılması bir nebze işleri kolaylaştırdı. Bu firmalar potansiyelli firmalar. Ustalarının günlük 5 bakıma gitmesini hesap ediyor. Biz onlara şunu söyledik. Burada bir tane makineniz olmadan burada 5. makineyi kuramazsınız. Allah razı olsun şimdi geliyorlar. Borçka’da yıllardır yalvardım. Kimse fırın kurmadı. Ben kurdum şimdi herkes kurmaya çalışıyor. Fırınlarımız bittiği gün ürünü hemen kullanabiliyorsunuz. Ben fırını şöyle tarif ediyorum. Bankanın vadeli hesabı gibidir. Tabii ki insanoğlu darlanmadan, zorlanmadan başaramaz. Herkesin gücü yetmiyor. Her gün işimize bir şeyler koymaya çalışıyoruz.

Ersöz: Borçka ilçesinde ORÜS tesisi vardı. Şu an atıl durumda, Şimdi niye işlevsel değil?

Uğur Topçu: Bir zamanlar bölgesin istihdam kaynağı idi. Fakat o zamanlar şöyle bir öngörü vardı. Devlet işi olsun; sabah 8, akşam 5 çalışsın. Sigorta olsun. Şimdi insanları az çalıştırıyoruz. Çok para veriyoruz. Sigortalı yapıyoruz. Çalıştıracak adam bulamıyoruz. İşi kıstık parayı artırdık. Çalışan lehine çevirdik. Yine mihenk taşları dediğimiz ustalarımızı elimizde tutuyoruz. Diğer personelimizi de kalması için uğraşıyoruz. O enerjiyi işimize harcasak ben yeni bir fabrika daha kurarım.

Ama işçi bulamıyoruz. Tüm kurumlara dilekçe vermişiz. Kaymakamlık, Belediye, Sosyal Hizmetlere not bırakmışız. Personel ihtiyacımız var, diye.

İŞKUR’dan ilan açmışız. Artvin vilayetinde ilginç bir durum var. Kahvehaneler dolu. İnsanlar iş yok der. Bir türlü iş başvurusu yok.

Bizi sektörde nitelikli bir eleman için çok uzun bir süreye gerek yok. Şerit ustası dediğimiz bıçkıyı yapan kişi önemli. Onunu yanı sıra tahtayı masifleyecek usta önemli. Kepçe, fortlift operatörü gibi yükleme yapacak personel ve saha şefimiz çok önemli.

Mallarımızın hesabını kitabını tutan personel önemli. Diğer personeller de beden işçisi ama çok bilgi gerektiren eğitim isteyen bir iş değil. Buna rağmen eleman bulamıyoruz. Öte yandan iş güvenliğine de önem veriyoruz.

 Ersöz: Genç girişimcilere neler söylemek istersiniz?

Uğur Topçu: İnsanoğlu bir işi severek yapmalı. Hep para kazanmak için iş yapılmaz. Hep de sevdim diye bedava çalışılmaz. Duygusal yön ile maddi yön ayrılmalı. Teknolojiden korkmayın. Gerçekten teknoloji öyle bir şey ki makine kendi kendine çalışıyor. Makine çalışmazsa gideri de yok.

Öncelikle teknoloji. Cesaret ve piyasa araştırması. Piyasa araştırması doğru ise yatırım yapın. Sermayeye sıra gelince; tabii ki bazı şeylerin birikimi önceden olmalı. Biz yıllarca tasarruf yapık. Şimdi harcama yapıyoruz. Makine alıyorum, arazi alıyorum.

Kurduğum tesisin toplam maliyeti 150 milyon. Yani 7,5 milyon avro. Ben mühendis olmadan önce keresteciydim. İnsanlar şu algıya yanlış bakıyor. Gençlikten gezeceksin yaşlılıkta yatırım yapacaksın.

Sermaye kısmı ise gençliktir. Gençlikte koşuşturacaksın.

Ben yurt dışında 18 yaşında ihracat yapan genç gördüm.

18 yaşındaki çocuğun ihracat yapmasını en büyük sebebi ise ailesi. Yurt dışında 18 yaşına geldin mi başının çaresine bakacaksın.

Biz de öyle değil. Evladı evleniyor, çoluk çocuğu oluyor. Yine anne babası bakıyor. Biz bu yıl 5 sonrasının birikimini yapacağız. Benim sermaye dediğim olayda odur.

Ülkemizde o kadar çeşitli kanalları var ki. Her sektör aynı. Üç araba malı hazır alıp yandaki fabrikaya satsanız  bir araba kazanırsın. Bunu bir yıl yapıp bir sonra ufak bir dükkan kursan kendi sermayeniz elde etmiş olursunuz. Bunu insanların güvenini elde etmek şartıyla başarırsınız.

Benim 150 milyon TL param yok. Benim 150 milyon TL’lik itibarım var. Ben anlaşma yaparken kardeşim getir makineni kur, çalışmaya başlasın. Ne zaman üretim geçer, 2 ay sonra. Ben 2 ay sonra ödemeye başlarım. Bana güveniyorsan getir makinene kur, diyorum.

İtibar para ile kazanılacak bir şey değil. Babamın bana tavsiyesi şudur. ‘Oğlum yalan konuşma. Aklında ne geçiyorsa onu karşı tarafa aktar. Rezil olacağını fakir ol. Fakirlik kötü bir şey değil. Uğraşma anlamında diyor.  

Rol model olarak bugüne kadar hep çevremizi örnek alıyorduk. Eskilerimiz yıllarca batmış kalkmış. Malımızı yıllarca hep bir aracı ulaştırmış İstanbul’a. Doğu tarafında Van’a bu tarafın aracısı götürmüş.

Ersöz: İhracat yapıyorsunuz. Artvin’de ihracat yapan çok kimse yok, kadın ihracatçı hiç yok. Siz hangi ülkelere ihracat yapıyorsunuz?

Uğur Topçu: Ben ağırlık olarak; İran, Irak ve Suriye’ye gönderiyorum. Son dönemde deprem nedeniyle kısıtlamalar geldi. Şu an İran ve Gürcistan var. Ekonomi biraz terse döndüğü için burası ucuz geliyor. Geçmişte bizim paramız Gürcistan parasından daha güçlüydü. Şimdi durum değişti. Rolleri değiştik.

Dış ticarette tek para birimi dolarla döndüğü için aslında ihracat ve ithalat yapan firmaların pek kaybı yok. Alt segmenti etkiliyor.

 Erzöz: Bu tesisleri kururken hiç teşvik aldınız mı?

Uğur Topçu: Sanayi Bakanlığından teşvik aldım. KDV muafiyeti, SGK indirimleri ve vergi muafiyetleri. Fakat orda da aldığımız ürünün muafiyetinden proje kapanışından sonra ancak faydalanabiliyoruz. Başta KDV muafiyetim vardı. Yapım döneminde SGK giderlerim oluyor.  Yatırım döneminde bizi faydalandırsalar çok iyi olur.

Krizi fırsata çeviriyoruz.

Korona süresince hiç evde durmadım. Seyahat halindeydim. Hiç koronaya da yakalanmadım. Biz o dönemde iyi çalıştık.

Üniversitedeyken ben sempozyumlara gider, sunumlar yapardım. Yazdığımı makalelerin insanlara hitap etmesini isterdim. Arz ve talebi öğrendim.

Çok gezen mi bilir, çok okuyan mı? Derler. Ben çok gezen derim. Dünyada yazılmayan birçok şey var.

Ben her zaman diyorum. Okuyun, bu dünyada okumamışın yeri yok. Cahil insanını yeri yok. Varsa da ömür boyu sömürülmeye mahkumdur. Okurken bir sanat elde edin. Sanatın kötüsü olmaz. Kaportacının kaporta ustasına ihtiyaç var. Berberin kalfaya ihtiyacı var.

Örnek vermek gerekirse; kriz döneminde bile dışarıda en basit şekliyle fırıncılar özgür geziyor. Çünkü herkes aç kalmaya göze alamadığı için fırıncıya dokunmaz.

Sanata kimse dokunmaz. Ama boş gezen astronotta olsan onu o gün orda imha edeler. Okulun yanından el becerisi geliştirin. Kriz döneminde sizi hayata tutabilecek bir bilgi; bu el sanatları olabilir, sanayi olabilir, şoförlük olabilir. İyi yaptığınız bir şey olsun.

Biz biraz daha hayatın getirdiklerini kullanmayı bilmiyoruz. Okuyun, okurken bir şey öğrenin; müzik, gitar bile olabilir. Ülkemizde çok sayıda üniversitemiz var. Az sayıda hocamız var. Ne yapıyoruz. Asistanı derse sokuyoruz. Sonuçta bu acı bir gerçeğimizdir.

Ersöz:  Girişimcilere, Artvinlilere son sözleriniz nedir?

Uğur Topçu: Sektörüm için söylüyorum: Artvin’de ormanın, ahşabın içindeyiz.

Hepimiz birlik olalım. Ürünlerimi son ürüne getirmek için gerekli mücadeleyi yapalım. Gerekirse birleşelim. Gerekirse ferdi mücadelemizi verelim. Ama bu ormanlarımız ülkemize gerçek anlamda değerini vererek yurt dışına satıyorsak, yurt içine satarken maksimum faydayı sağlayacak şekilde üretime dönüştürün o şekilde   tesislerimizi güzelleştirelim. Bu şekilde Artvin vilayetinde, insanlarımıza da sanayi kültürünü bir nebze alıştırabiliriz. Ben elimden geleni yapacağım. Vatan için hizmet için elimizden geleni yapmaya çalışıyorum.   Gücümüzün yettiği kadar. Vatandaşlarımıza; ekmek kapısı, iş kapısı açmaya çalışıyorum.

Artvinli TV’ye teşekkür ediyorum. Umarım bölgemizde ileride ülkemizde öncü kuruluş oluruz. İnşallah gençlerde yaşlandığımızda bizleri örnek alır.

 Biz nasıl babamızı örnek aldık. Üstün bir şeyler koyduk. Gelecekteki nesil de bizim işimizi daha ileriye, daha farklı yerlere götürür diye umut ediyor, teşekkür ediyorum.

 Borçka ilçesinin genç girişimcisi Uğur Savaş Topçu, babasından kereste ticaretini, ahşabın o güzel kokusunu zirveye taşıyor.

Artvin’in gururu, genç, dinamik, çalışkan ve başarılı iş insanı Uğur Topçu, yatırımlarıyla şimdiden adını zirveye altın harflerle yazdırıyor. Başarılar Uğur Topçu, başarılar Topçuoğlu Kerestecilik çalışanları. Yolunuz açık, işleriniz bereketli olsun.

 HABER: SEDAT VARAN